"Yüce Allah'a tapan birinin Ali'ye âşık olmaması nasıl mümkün olabilir,Mutlak kemal olan Allah'a bakıp da mutlak üstünlük olan Ali'yi görmezden gelmek nasıl olabilir?!"
Ali'ye ram olmak, âşık olmak, ona yönelmek kemal arzulayan ruhun bigane kalamayacağı bir haldir; ancak Ali'yi anlatmak onu tanımakla mümkündür.
Ali'yi Allah'tan ve onun Resulü(saa)'nden başka kim hakkıyla tanıyabilmiş? İnsan hakkıyla tanıyamadığını, hakkıyla anlatabir mi? Onun için Ali'yi Allah ve onun Resulü(saa)'nün dilinden ve onların tanıttığı kadarıyla tanıyabiliyoruz.
Elinizdeki kitapta, Ali'yi anlatma aczinin farkında bir arif, bilim insanı, düşünce ve eylem adamı olan Şehid Dr. Mustafa ÇAMRAN'ı; Ali'yi anlatma çabası içinde olan bir biyografi yazarı olarak değil, ruh tahlili, şahsiyet betimlemesi yapan bir sanatçı,edebiyatçı olarak değil; bir mücahidi, amel adamını mumun etrafında dönen pervane gibi yanarak o nura karışma, onda yok olma arzusu içinde kıvranan, iniltilerini Ali'nin iniltilerine katma çabası içinde bir âşık olarak göreceksiniz.
Kitapta yer yer Şehid Çamran'ın inleyişlerini de duyacaksınız; ancak onun amacı kendi yalnızlığını, gurbetini, acılarını, yanışlarını, inleyişlerini anlatmak değil; belki Ali'ninkilere ayna olabilmektir.
Ali'nin derdini, yalnızlığını, gurbetini... çağdaş bir bilim insanı, düşünür;
daha da önemlisi dava, eylem, amel adamı bir mücahid olan Şehid Çamran'ın aynasından seyretmek okuyucu için çok tesirli ve faydalı olacaktır, kanaatindeyiz.