Bin yıllardır değişmeyen bir öyküdür bu... Hükümdarın etrafındaki vezirler, kellerini kaybetme korkusuyla hükümdarın yanlışlarını ve kendi doğrularını konuşamazlarken, sadece hükümdarın soytarıları, kendilerini ölümün kıyısına götürecek kadar pervasızca, hükümdarla ve onun yaptıklarıyla alay eder ve diledikleri gibi konuşurlardı... Belki de o soytarılar, hayatlarından çoktan vazgeçmiş bilgilerdi...
Ve şimdi, sen ver kararını...
Doğru bildiklerini, hiç korkmadan ve kaybedeceklerine hiç aldırmadan konuşan bir bilge soytarı mı, yoksa, korkularının esiri olan, elindekileri yitirmemek adına benliğini yitiren ve hep başlarının sözleriyle konuşan, köpekleşmiş bir vezir mi olmak seçimin...