Şöyle diyordu Burhan Arpad:
"Dikran Çuhacıyan, Muhlis Sabahattin, Serope Bengliyan, Koharik Şirinyan, Rozai Bengliyan, Gavroş Tolayan, Mahmut İbrahim, Sezai Namık, Selah Cehdi, Suzan Lütfullah, Ömer Aydın, Hazım Körmükçü. . . Hepsi Öldü!
Otel odalarında, hastane köşelerinde, yarı tok, sıkıntı içinde, başları darda öldüler. Hepsi.
Çoğunun yattığı toprak parçası bile pek bilinmiyor. Başuçlarına bir taş koyan olmadı."
Gerçek değerler insafsızca, kolayca, çabucak unutulup/unutturulup, yeni kuşaklara yeterince aktarılamıyor, kendimce böyle bir görevi üstlenmeyi düşündüm. Soluklarını soluğumla kucakladığım, artık aramızda olmayan o güzel insanları anlatmak istedim. Bir de gelecekte detaylı araştırma yapacak olanlara, ufak çaplı, belki biraz savruk, yarım kalmış notlar bırakmak. Hepsi bu!