Bu kitap 2015 yılında Bursa'da patlak veren metal işçilerinin büyük isyanını konu alıyor. Onun canlı ve anlaşılır bir tablosunu sunmayı, işçi sınıfının tarihsel belleğine aktarmayı hedefliyor.
Bu isyanın "Metal Fırtına" olarak adlandırılması boşuna değil. Çünkü tanık olduğumuz hareket Türkiye işçi sınıfı tarihinde eşi az bulunur çapta bir olaydı. Bursa'da Renault fabrikasında 14 Nisan günü tabak dövme olarak ortaya çıkan ilk hareket günler içerisinde pek çok fabrikayı içerisine alan büyük bir isyan dalgasına dönüştü.
Kitap, tüm bu süreci farklı yönleriyle ele alıp canlı bir aktarımını yapmaya çalışıyor. Bunu yaparken ilk olarak yazarın bu mücadelenin en başından sonuna kadar sürecin içinde olmasının olanaklarına, ikinci olaraksa bizzat mücadelede öncü ve önemli roller oynayan işçilerin doğrudan anlatımlarına dayanıyor.
Bu kitabın yazılma amacı her şeyden önce son dönemin sınıf mücadelesine damga vuran bu büyük işçi hareketini, başta işçi sınıfının, sonra da onun davası uğruna emek verenlerin belleğinde canlı tutmak, yol gösteren bir deneyim olarak belgelemektir. Çünkü tarihsel bilinci olmayanın geleceği kazanma şansı da yoktur.
"Mucizeyi Beklerken"; 70'li yıllarda Hilvan'da başlayıp İzmir İnciraltı'na, oradan Diyarbakır 5 Nolu cezaevine uzanan hayatların ve biri Kürt diğeri Çerkes iki gencin aşkı etrafında şekillenen olaylar örgüsünün dönemsel-belgesel romanıdır.