Başlangıçta her şeyin kendisi olan ve "tek olmaktan"sa "çok olmaya" karar veren evrenin saf ruhu, her şeyi kendinden yarattı. İçini insanla, hareket eden ve etmeyen, canlı ve cansız, tamamen maddeden oluşmasına rağmen aklın hezeyanlarıyla sıfatlar yükleyerek onu değerli, elde edilmesi gereken bir nevi hazine hâline dönüştüren nesnelerle doldurdu. Sonra da insana "Bu nesnelerle aklını ve aslında benden olan ruhunu kirletmeden bana geri dön! Senin imtihanın bu!" dedi. Sonra ezeli ve ebedi olan bu imtihana bir süre biçti ve bu sürenin noktalandığı ana da "ölüm" dedi.
Ebedi olanın kendinden ölümü yaratmasıyla başlayan imtihan, insanın ilk nefesinden son nefesine kadar geçen zamanda evrenin kendisiyle birleşmeye giden yolu bulma çabasıdır.
Bu çabayı ve insana kendini yaratıcı bağlamında anlatan o son noktadır Vedanta Felsefesi.
Kendi sonlu hayatında, bedenden çıkacak olan son nefesini kendini yaratanla birleştirmenin sırrına ermiş olan insanlara Svaha!
Tüm bunları yarattıktan sonra hepsine dikkatlice baktı. Ve yarattığını Brahma-tata-tamam olarak tanıdı ve sonra "İdam Adarçam!" hükmünde bulundu.
Bu hüküm ile görünür olduğu için insan bilinir İdan-dra, yani İdandra, olarak. Ve İdandra adıyla bilinen, İndra olarak tanrılar arasında zikredilir ki en büyük sır budur. Muhakkak en yüce olandır tüm sırları seven.