Bugünkü dünyamızda en çok eksikliğini çektiğimiz şey huzur. Çünkü bir şeye değer verdiğimizi söyleyip onunla çelişen davranışlarda bulunmak bizi derinden etkiliyor. İnandığımız şeylerin davranışlarımızda karşılık bulamaması, kendimize karşı hissiyatımızı etkiliyor, derinde bir yerlerde bir ikiyüzlülük içinde buluyoruz kendimizi. Oysa gün gelip de davranışlarımızla düşüncelerimizi samimi bir şekilde gözden geçirip karşımıza çıkan uyuşmazlıklarla yüzleştiğimizde ve davranışlarımızla inandıklarımızı uyumlu hâle getirmek için adım attığımızda, kendimizi nasıl da özgürleşmiş hissedeceğiz.
Yoga felsefesi istediğin her şeye sahip olabilirsin, yeter ki bunu öncelikle başkaları için mümkün kıl der. Veganlık da sadece ne yediğimizi ve ne giydiğimizi değil, tüm hayatımızı etkileyen bir felsefe, bir yaşam şekli, hayata bir bakış biçimi olarak, insanın özgürleşmesinin ve huzuru bulmasının yolunun kendi küçük dünyasında sadece kendisini değil, etrafındakileri de düşünerek elde edilebileceğini anlatır. Kendi hayatımızı iyileştirmek için yapabileceğimiz en iyi şey, başkalarının hayatını iyileştirmek ve onlara karşı nazik olmaktır.
"Bir yönüyle bir dürüstlük pratiği veganlık. Bir yönüyle bir kabul. Bir yönüyle mindfulness. Bir yönüyle devamlılık… Hiçbir şeyden üstün olmadığımızı, her şeyin bir parçası olduğumuzu kabul etme ve yaptıklarımızın bir etkisinin olduğunu fark etme fırsatı."
Yeliz Utku Konca, kendi hikayesinden yola çıkarak 16 yıllık vegan yaşamındaki tüm sorgulamalarını; veganlığın hem bir bilim insanı olarak çevresel etkilerini, sağlık etkilerini, canlı yaşamına, dünyamıza etkilerini; önyargılar, baştan kabullenişler, görmezden gelmeler ve vicdana dair tüm sorgulamalarını Veganlık ve Kendini Bulma Sanatı'nda anlatıyor.