Velîler ve Deliler Tezkiretü'l Müteahhirîn 18. asrın ilk yarısında İstanbul'da yaşayan ve Enderun terbiyesinden geçen meşhur bestekar ve haanende Enfi Hasan Ağa (ö. 1724) tarafından kaleme alınmıştır. Enderun'da hanendebaşı olarak çalıştığı sıralarda Üsküdarlı Mehmed Nasuhî Efendi'ye bey'at ederek süluk çıkaran müellif, kültür tarihimizde daha ziyade bestekarlığıyla tanınmıştır. Elinizdeki Tezkiretü'l-Müteahhirîn adlı eserinden anlaşılacağı üzere Enfî'nin, aynı zamanda eli kalem tutan arif ve alim bir zat olduğu anlaşılmıştır. Veliler ve Deliler adıyla günümüz alfabesine aktarılan eser, Anadolu Halvetiliği için fevkalade önemli olan Hulvî'nin Lemezat'ının, Muhammed Nazmi'nin Hediyye'sinin ve Tosyalı Ali Efendi'nin Tuhfetü'l-Mücahidin adlı eserlerinin zeyli niteliğindedir.
Bu eser 16-18. asırlarda İstanbul'da, özellikle de Üsküdar'da yaşayan erenleri anlatmaktadır. Eserde Hasan Ağa döneminin folklorunu, sosyal ve siyasî olaylarını, tasavvufi hayatını, sûfilerin ve meczûpların özelliklerini, Enderûn'un işleyişini renkli bir dille tasvîr eder. Velîler ve Deliler'de elli altı şahsın biyografisi kaydedilmiştir. Bu kişilerin başında müellifin şeyhi Nasuhi, çok sevdiği Niyâzî-i Mısri ve Cihangiri Hasan Efendi ve Arap dünyasında Halvetiliğin yayılmasına vesile olan Doğani Mustafa Baba gelmektedir.
Hasan Ağa elinde sürekli kağıt ve kalemle dolaşan, merak ettiği konu ve kişileri bizzat yerinde görmek ve tanımak isteyen, görüştüğü kişilerle nasıl konuşacağını, onlara neleri soracağını bilen, kendisini çok iyi yetiştirmiş bir edip ve şair, güçlü bir bestekar, dikkatli ve mütecessis bir ilim erbâbı, bir bürokrat ve her şeyden önce gönül ehli bir âriftir. Onun bu özellikleri yirmi seneden fazla bir zaman içinde gördüğü, tanıdığı, duyduğu meczup ve sufilerin hâl tercümelerini, hâtıralarını, tasavvufî anlamda tefekkür ürünü olan ince ve derinlikli sözlerini derlediği eserine de yansımıştır. Elinizdeki eser yazıldığı dönem İstanbul'unun bir fotoğrafı olması açısından da değerlidir.