Vergi mükellefinin ya da sorumlusunun vergi ödevinin yerine getirilmesinde maddi yükümlülüğünün yanı sıra şekli yükümlülükleri bulunmaktadır. Şekli yükümlülüklerden biri olan defter tutma yükümlülüğü, Türk Vergi Sistemi'nin dayandığı belge ve kayıt düzeninin sağlanması amacına hizmet etmektedir. Belge ve kayıt düzeni ile vergi mükelleflerini ve mükellef ile ilişkide bulunan üçüncü kişileri ilgilendiren vergiyi doğuran olayların, vergisel işlemlerin, mükelleflerin vergi ödeme gücünü gösteren gelir, servet ve harcama durumlarının, bunların yanı sıra hesap ve faaliyet sonuç ve tablolarının tespit edilmesi, incelenmesi ve denetlenmesi sağlanmaktadır. Defter tutma yükümlülüğü gerek 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nda gerek 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nda düzenlenmiştir. Çalışmamızın disiplinlerarası bir konuya ilişkin olmasından ötürü başta Vergi Usul Kanunu olmak üzere gerek ilgili vergi kanunları gerek Türk Ticaret Kanunu hükümleri dikkate alınmıştır. Ancak esas olarak Vergi Hukuku baz alınmış ve vergi mükelleflerinin defter tutma ödevi ve bu ödeve ilişkin uygulamada ortaya çıkan durumlar ortaya konulmuştur. Bunun yanı sıra çalışmanın tamamında, incelenen konulara ilişkin olmak üzere, Danıştay ve Yargıtay kararlarına yer verilerek, uygulamada ortaya çıkan durumların ortaya konulması amaçlanmıştır.