Bu gümbürtüden, arkamızdan gelecek hayat oluşuyordu şu anda ve arkamızdan gelen bu hayat bizi yavaş yavaş yok edecekti, tıpkı bizim, bizden çok önce var olanı yavaş yavaş yok ettiğimiz gibi."
Korkunun, bunaltının ve ruh daralmasının insanda yarattığı hislerin izini süren dört öykü anlatıyor Sebald bize Vertigo'da. Birbirinden bağımsız da okunabilen, fakat sanatsal olarak iç içe örülmüş esrarlı öyküler bunlar: Stendhal'i, Kafka'yı ve bizzat Sebald'i kıskıvrak yakalayan yoğun bir içsel yaşantıdan, melankolik bir duygu durumundan bahsediyorlar. Gerçekliğe dair algı bir kez bozulup da denge kaybolunca, hatırda kalanlar ile aslında olanlar arasında açılan o tehditkar yarıkta anlatıcının kapıldığı baş dönmesini okurun bilincine taşıyorlar.