Bir devrim türküsü tutturmuştuk dağda bayırda, ovada köyde, kentte şehirde söyleyip durduk insanca yaşamak için. Herkes okusun cahil kalmasın, kula kulluk etmesin. Kimsenin değildi bu eser, halkın türküsüydü. Hep bir ağızdan gırtlaklar yırtılıncaya dek söyleniyordu. Bir gün birileri çıkıp sazımıza ayar çekti. Bozuldu manası ahengi türkülerin. Araya nifak tohumları ekildi. Kardeş kardeşe kıydı. Siz biz diye ayrıldık. Yazılar duvarlardan silindi. Tanklar yürüdü. Postallar çiğnedi umut çiçeklerini. Çeşmeler kurudu. Dillere kilit vuruldu. Özgürlük türküleri yasaklandı. Yakıldı kitaplar meydanlarda. Dolup taştı mahpushaneler. Faili meçhule kurban gitti düşünceler. Tek tip düşünce aşılandı beyinlere, düşünmek suç sayıldı. Mevsimler azaldı. Bahar başka bir bahara kaldı. Sevmek ayıplandı. Eli kınalı gelinler kocasız, yeni doğmuş bebeler babasız anasız kaldı 12 eylül sabahı……