Bireyi merkeze almayan hiçbir sistemin başarılı olması beklenemez. Bireylerin toplumları, toplumların da kültürel normları oluşturduğu gerçeğini göz önünde bulundurduğumuzda bireyi ve kültürü birbirinden bağımsız görmemiz mümkün değildir. Kültürlerin çok boyutlu olduğunu ve kültürel çokluluğu da göz önünde bulundurduğumuzda tek boyutlu kültürlü toplumların gelişmişliği ve ilerlemişliği çoklu kültürel toplumlara nazaran daha geride olacaktır. Örneğin, Maya, Aztek ve İnka medeniyetlerinin tarih sahnesinden kayboluşlarının en önemli nedenlerinden biri kapalı birer toplum olmalarından dolayı dışa kapalılık nedeni ile kültürel ve toplumsal gelişimlerini sağlayamamalarıdır. Bu yüzden kültürler, kültürel değerler, kültürel algılar ve anlayışlar bireylerin yaşantılarıyla şekillenir.
Bireyleri toplumlardan ve toplumları kültürlerden bağımsız görmek mümkün değildir. O yüzden her bireyin kendi toplumu içinde şekillendiği ve kendini şekillendirdiği kültürel bir yapı vardır. Bu kültürel yapılar bireylerin yaşantı biçimlerini, kendi toplumuna bakış açılarını dolayısıyla yaşam şekillerini belirler. Bireylerin kendi toplumlarındaki kültürel algıları, başka toplumların kültürel yapılarına bakışlarını da etkiler. Bu bakış açılarının doğruluğu ve sağlamlığı bireylerin edinçlerine, bir başka ifade ile yetilerine bağlıdır. Bu edinçlerin gelişmesindeki en önemli faktör de eğitimdir. Bu ifadelerden hareketle kitabımızın genel amacı çeviride kültürün önemini, kültür aktarımını, yabancı dil öğretiminde kültürün boyutlarını geniş ve kapsamlı bir şekilde ele almaktır. Ayrıca kitapta, çeviri edincine ve çeviri stratejilerine de geniş bir şekilde değinilmiştir. Keyifli okumalar dileği ile...