Bu çalışmanın çıkış noktası kuşkusuz Austin'nin söz edimi kavramı ile ilgili başlattığı ana fikre dayanmaktadır.1 Dil aracılığıyla bir eylemi gerçekleştirmek için birinden bir şey isteme, birini tehdit etme ya da bağışlama gibi dilsel eylemlerin tamamı sözce kavramı ile tanımlanmaktadır. Herhangi bir dil topluluğunun üyesi aynı dilsel düzlemde olan bir başkası ile iletişimsel niyetini sözceler aracılığıyla gerçekleştirir. Sözceler sağlıklı bir iletişimin gerçekleşmesi ve karşılıklı olarak bireylerin niyetlerinin anlaşılması için kültürel bir kod özelliği taşır. Her iki tarafın da bu dilsel ve kültürel kodları bilmesi ile iletişim gerçekleşmiş olur.
Bu kitabın yazarları olarak Ankara Üniversitesi Türkçe Öğretim Merkezi'nde başlayan mesleğimiz gereği otuz yıldır dil, dil öğretimi, Türkçenin yabancı dil olarak öğretimi konularıyla iç içeyiz. "Türkiye'de Yabancılara Türkçe Öğretiminin Otuz Yılı: 1990-2020"2 adlı makalede deneyimlerimizden de yararlanarak son otuz yıldaki gelişmeleri aktarmaya çalışmıştık.
Türkçenin zengin ve çeşitli yapısının nasıl daha iyi öğretilebileceği sorusu her zaman ilgimizi çeken ve üzerinde düşündüğümüz bir konu olmuştur. Türk Dilbiliminin öncülerinden Doğan Aksan'ın Türkçenin zengin yapısına dair yeni araştırmaları teşvik eden yol gösterici eserlerini ilk ilham kaynağımız olarak anmalıyız.