Devletler, bir başka devletin mahkemeleri tarafından verilmiş kararlara etki tanımak zorunda değildir. Buna karşılık, devletlerin yabancı mahkeme kararlarına kendi ülkelerinde etki tanımaları sağladığı çeşitli faydalardan ötürü bir gereklilik olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu noktada, hangi yabancı kararlara etki tanınabileceği ve bunun ölçütlerinin neler olması gerektiği soruları gündeme gelir. Yabancı mahkeme kararlarının tanınması ve tenfizine imkan tanınmasındaki menfaatler, karara etki tanıyacak olan devletin muhafaza etmesi gereken diğer bazı menfaatler ile karşı karşıya gelmektedir. Burada gözetilmesi gereken menfaatler dengesi çerçevesinde; bu çalışmanın konusunu oluşturan menfaat, hukuki dinlenilme hakkıdır. Bu çalışma, yabancı mahkeme kararlarının tanınması ve tenfizi bakımından hukuki dinlenilme hakkına uyulmuş olmasının Türk hukukunda bir koşul olarak düzenlenmesini incelemektedir. Hukuki dinlenilme hakkının tanıma ve tenfiz davalarındaki etkilerini inceleyebilmek için, öncelikle hukuki dinlenilme hakkı ele alınmıştır. Bu kapsamda gerek mevzuatımızdaki düzenlemeler gerekse Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihadı çerçevesinde hukuki dinlenilme hakkının tanımı ve unsurları ortaya konulmuştur. Ardından, hukuki dinlenilme hakkına uyulmuş olmasının tanıma ve tenfiz koşulu olarak Türk hukukunda nasıl düzenlendiği ve söz konusu düzenlemelerin uygulamadaki yansımaları ele alınmıştır.