"Burada size anlatacak onlarca hikâyemiz var. Bizim hikâyelerimiz… Bunları size anlatabilir miyim diye kaygılanmıyor degilim. Ama korkmuyorum. Çünkü anlatılamayan hikâyelerin de bir ruh tasıdıgına inanıyorum" "Kimsenin kimseden haberi yoktu. Herkes herkesin hikâyesinde vardı." Ahmet Isözü, daha önce yayımlanan "Suskunca" ve "Dogmamıs Ölü Çocuklar" adlı eserlerinden sonra yine iddialı bir hikâye kitabıyla karsımızda: "Yadigâr'ın Yüksek Topukları" Burada insanların farklı yüzlerini, birbiriyle farklı sekillerde ortaya çıkan iliskilerini geçmiste de kullanılan motier esliginde dile getiriyor. Üslubu; efsane, masal ve siir karısımıdır desek yeridir. Bu eser, âdeta edebi türlerin resmî geçididir. Eserde herkesin bir hikâyesinin oldugunu; kiminin kâgıda kazıdıgı...Kiminin ruhuna... Kiminin can gömülünce biter hikâyesi ama o hikâyeler kadar yarım ve yamalı insan. Isözü, okurunu önceki eserlerinde oldugu gibi burada da bilinçaltında esine az rastlanır bir yolculuga çıkarıyor. Bu hikâyeler; sizin, bizim; hepimizin hikâyeleridir. Bu çarpıcı hikâyelerin yolculuk süresini de okur belirleyecektir. Kanaatimiz bunun çok uzun bir yolculuk olacagıdır.