Yağmur Meleği, insanoğlunun iç dünyasında barınan gizemlerin perdelerini aralıyor. Melek'in tutkuyla bağlandığı Ulvi'den aşkına karşılık bekleyişi, adamın kurulu düzenine karşı sessiz bir mücadeleye dönüşüyor. Ulvi, elleri ceplerinde dikildiği kahvenin önünde ne yana gideceğini bilememenin şaşkınlığı içindeydi. Düşünce akışı altüst olmuştu. Sanki Melek'in sıkça sözünü ettiği, aşkı hor görenlerin uğradığı lanetle çevriliyordu. Kendini, sis bağlayan şehirde yapayalnız hissetti. Hayatından çıkıveren üç kadını zihninde canlandırıp onlarla konuşuyormuş gibi, ''Bir başıma ortalıkta kalakaldım. Siz olmasanız ben ne yaparım? Bari biriniz geri dönün'' diye yalvardı.
Anlatım biçimiyle okurlara kendini sevdiren Gürhan Adana, aşkın insan ruhundaki derin ve sarsıcı etkilerini gözler önüne seriyor bu romanında...