Ömer Özden, bu çalışmasında Yahya Kemal Beyatlı'yı, tarih ve tarihî hadiselere estetik açıdan bakan, etkilendiği Avrupalı filozof ve tarihçilerin izinde sezgi ve izlenimleriyle Türk milleti ve vatanının varoluşu meselelerini çözecek estetik bir tarih felsefesi ortaya koyan bir mütefekkir-şair olarak değerlendirmektedir. Bu perspektif içinde tarihin ortasında Türklüğü arayan Beyatlı, Türkçeyi kullanırken, İstanbul'u anlatırken, özgün bir vatan, musikî ve mimarî anlayışı çerçevesinde milliyetimizi temellendirirken yahut ölüm gibi çok daha kişisel meselelere değinirken hep bir estetik felsefesinin ilkeleri içinde hareket etmiştir.
Ömer Özden'e göre, Yahya Kemal, işte tam da bu sebeple, yani estetik tavra uygun olarak tarihi anlama ve yaşama problemine yaklaşım tarzıyla orijinal bir sanatçı-düşünür olarak belirmekte, nesir ve şiirlerinde bu konularda ulaştığı sonuçları tutarlı biçimde işlemektedir. Okur, bu bakış açısıyla şekillenen çalışmayı bitirince görecektir ki; Yahya Kemal, beslendiği kaynaklar ve kullandığı metot itibariyle de bu konularda kafa yoran Batılı düşünürlerle aynı kategoriye girebilecek kıratta bir filozofumuzdur. Yahya Kemal, felsefesini, zamana bakışını belirleyen imtidat fikriyle Herakleitos'a, sezgiyi bir bilme yöntemi olarak ele alışıyla Croce'a, tarih arayışlarıyla Camille Julian ve Michelet'ye bağlayan uzun bir zaman aralığında yoğurmuştur.