Gökleri, yerleri, aralarında bulunanları ve tüm âlemi yoktan var eden, bizlere iman nimetini bahşedip Cennet'i vadeden yüce yaratıcımıza sonsuz hamd-ü senalar olsun. Allah Teâlâ'nın âlemlere rahmet olarak gönderdiği, her ânında biz ümmetini düşünen, kendisini taşlayanları bile, 'Allah'ım! Kavmimi bağışla. Onlar gerçeğin ne olduğunu bilmiyorlar' diyerek, affedip büyüklüğünü izhâr eden Resulullah (s.a.v.) ve Ona tâbi olanlara salât ve selamlar olsun.
Zaman; her insan için değeri inkâr edilemez bir sermayedir. Kimi bu değerli sermayeyi geçim temini için çalışarak; kimi de eğitim-öğretim için kitaplarla meşgul olarak tüketmektedir. Kısaca tüm canlılar bir şeylerle meşgul iken, zaman, ilâhî bir emirle, arkasına bakmadan bir sona doğru yol almaktadır, limandan engin denize yol alan bir gemi misali...
Alemlerin Rabbinin yeryüzündeki halifeleri konumunda olan biz insanlara düşen yegâne vazife; akıl ve kalplerimizi meşgul eden beşeri ihtiyaçlarımızdan zaman ayırıp, bir gün mutlaka karşılaşacağımız ölüm ve sonrasını tefekkür etmektir.
Lokmaların sayıldığı, kelimelerin yazıldığı, iyilik ve kötülük adına yapılan her iş ve atılan tüm adımların kaydedildiği şu fâni dünyanın süfli emelleri, bizi gerçeğe götüren gerçeği tefekkürden engellememelidir. İçinde bulunan her bir kelimeden bereket alma ümidiyle abdestli olarak tercüme ve tashih ettiğimiz bu eser, ölüm ve ötesindeki hayatı detayları ile kavrayabilmek için, kaleminin mürekkebini,
sesinin sedasını 11. asırdan 21. yüzyıla ulaştıran, İslamiyet'in büyük imamlarından, sözü delil kabul edildiği için 'Hüccetü'l- İslâm' unvanını hak ederek alan İmam Gazâlî'den sizlere bir hediyedir. "Hediyeler, hediye edene göre değerlidir." Muvaffakiyet, Allahü Teâla'nın kudret elindedir.