Yalan nedir? Neyi nasıl söylersek yalan olur? Bir şeyi gizlemek de yalan mıdır? Yalancı yalanına inanmalı mı? Kişi kendine yalan söyleyebilir mi? Tarih içinde yalan nasıl tanımlandı? Antik Yunan'daki yalan ile İslam düşüncesindeki yalan, aynı yalan mı?
Tanımı ve mahiyetine ilişkin özellikleri yüzyıllardır tartışılagelen bir olgu olan "yalan", hem teoride hem de pratikte çok boyutlu bir anlamı haiz. Kavramsal analizler ışığında yeni bakış açılarıyla tekrar tekrar ele alınan bu kavram, hâlâ üzerinde ittifak edilmiş bir tanıma kavuşabilmiş değil.
Şeyma Gülsüm Önder bu kitapta, dilbilimde yalan üzerine üretilen teorilerin İslam geleneğinde, özellikle Arap dili ilimlerinde yer alan dil-delâlet teorileri ile irtibatını kurmayı amaçlıyor. Akademik araştırmalar sonucunda yalan hakkında bugüne kadar yapılmış tanım ve tartışmaları eleştirel bir gözle okuyucuyla paylaşıyor. Nihayetinde Peirce semiyotiğini esas alan bakış açısıyla literatüre yeni bir tanım kazandırarak okurun zihninde farklı pencereler açıyor; bu tanımın, pratik düzlemdeki geçerliliğini ortaya koyuyor. Tüm bunları yaparken Arap dilinde yalanın karşılığı olan "kizb" kavramının anlam çeşitliliğine dikkat çekerek Arap dilindeki farklı "yalan" karşılıklarını merkeze alıyor. Yalanın Antropolojisi, "yalan"ın filolojik ve "yalancı"nın da psikolojik tanımlamalarını içermesiyle alanında bir ilk.