Yolu kısa süreliğine de olsa bu şehre düşmüş bir yolcuyum ben. Tüm bu keşmekeşliğin içinde avare adımlarla yürüyen, ağırdan alıp vitrinleri seyreden bir adam. Ayazım vurduğu yanaklarımı gizlediğim atkım ile yaşaran gözlerimi silmeye çalışıyorum. Ellerim paltomun ceplerinde, kaygısız, mırıldanarak Sıhhiye'ye doğru yürüyorum. Gençliğimi, ilk palazlandığım yılları, genç yaşında toprağa verdiğim kemancıyı hatırlıyorum.
Yaşadığım her an'ı Karalar bağlayarak geçirdiğim koca şehir, seninle çarpmaya başlayan yüreğim, seninle yaşadı, bütün kederlerini. Misafirperverliğin, sıcakkanlılığın, mertliğin başkalarınaydı. Ben seni ciddiyetinle tanıdım, rengin hep soğuk ve solgundu benim için.'