Senden başka kimsenin olmadığı bir evde, en sevdiğin koltuğa dizlerini
toplayarak oturmuş, sevdiğin bir kitabın sayfalarına dalmışsın; müziğin
sesini sonuna kadar açmış uzandığın yerde keyifle dinliyorsun; çiçeklerine
su verirken bir yandan hüzünlü bile olsa bir şarkı söylüyorsun; sabah
kahvaltıların ve akşam yemeklerin için tek kişilik sofranı bir ayin gibi özenle
hazırlıyorsun; televizyonun karşısına geçip bir yandan elindeki içeceği
yudumlayıp bir yandan istediğin programı seyrederken her şeyi
unutuyorsun…
Öyleyse dışarıdan bakanların yalnız olduğunu düşünmesi sadece bir
yanılsama… Senin dışında birinin yaşamadığı evinin ipek bir şal misali
sarmalayan sıcaklığına özlemle koşuyorsun, demek ki yalnızlık uzak sana.