"Fikir karmaşaları... Eğlenen insanlar... Kalın gözlüklü, kel kafalı ve küpeli adamlar köpüklü şampanyalar içerdi. Kafaları zehirlenir, bilgiyi, hikmeti ve metlakı konuşurlar. Her şeyin başlangıcı onlarda bir afyon çekirdeğine sığdırılan düşüncelerdir. Tanrı, küçük bir hikaye.. Melekler... Biz, kalçalarını okşadığımız dilberlere inanırız. Ölüm, şehrin çöplüklerine yolculuk. Ve adamın ordadır, ama ölmemiştir. Doğduğu kasabanın dağlarında koyunlarıyla yaptığı gezintiler sırasında karşılaştığı ihtiyar insanlar hiç bu şekilde düşünmüyorlardı. Mecnun'u anımsadı. Ay hala oradadır. Sevgilisinin mezarında uzanmış halde bulunan adamı. Ölmüş adamı. Doğruldu. Taşı olmayan, yalnız topraktan ibaret, Leyla'nınkine benzeyen bir kabir arıyor. Orada uzanmak, ölmek ve bu şekilde gneşe yakalanmak istiyor. Ay, yukarda titriyor. Şehir hiç kimseyi benimsememişti.