Her şiir, 'Yansımanın Gerçeği'nden başka bir şey değildir. İnsanoğlunun kurduğu düşlerin ve bunlara bağlı olarak gerçekleştirdiklerinin diyalektik bir toplamıdır. Varla yok arasındaki çelişmeyi anlama çabasıdır.
Kitapta 1940 toplumcu şiirinin oluşum koşullarını ve yapılanları, ilgi kuşağın Arif Damarlarının duruşunu, Attila İlhanların savruluşunu, II. Yeni Şiir'le hesaplaşmaya koyulan Halkın Dostları'nın çıkışını ve içeriğini, '70'li şiirle '80'li şiirin yüzleşmesini ve Türk şiirindeki yeni aranışları; o, dolu dolu yaşanan serüvenleri bulacaksınız. Bu açıdan, 'Yansımanın Gerçeği', minik bir Türk şiiri tarihi sayılabilir. Daha önemlisi, kitabın Türk şiirine ilişkin kesintisiz düşünme önerisini içeriyor olması. İnsandan ve şiirden yana olma koşuluyla elbette.