On dokuzuncu yüzyıldan itibaren sanayileşme ile birlikte kamunun büyük çaplı yapım sözleşmelerinin gerçekleştirilmesine duyduğu ihtiyaç, yatırımcıyı yatırım yapmaya sevk ve teşvik edecek yeni model arayışlarını da beraberinde getirmiştir. Bu ihtiyaç, yatırımcının asgari bir ekonomik menfaatinin taahhüt edilmesi suretiyle Kamu Özel İşbirliği modelinin uygulamasını da artırmıştır. Ülkemizde de son yıllarda özellikle Kamu Özel İşbirliği (Public-Private Partnership) modeli ile gerçekleştirilen yapım projelerinde büyük bir artış yaşanmış, bu yöntem ile büyük çaplı yapım işleri olan otoyol, köprü, tünel, havalimanı ve enerji santralleri gibi projeler hayata geçirilmiştir. Sözleşmenin diğer tarafını sevk ve teşvik etme amacı, hem bağımsız bir taahhüt olan saf garanti taahhütlerinde hem de bağımsız olmayan fer'i taahhütlerde yer alabilen bir amaçtır. Bu taahhütlere hangi hükümlerin uygulanacağını tespit etmek, taahhütlerin hukuki niteliğini belirlemekle mümkün olacaktır. Eserimizde asgari ekonomik menfaat taahhütlerinin hukuki niteliği ve söz konusu taahhütlere uygulanacak hükümler, yapım sözleşmelerinin nitelikleri dikkate alınarak incelenmiştir.