Gülümser Heper "Ben İbni Sina" adlı romanı sonrası bu sefer sıcak öykülerle okurları ile buluşuyor. Öykülerini şu şekilde anlatıyor kitabının sunuşunda…
"…İnsan; hikâyenin hamuru, olmazsa olmazı… Bense insanı her haliyle gördüm, bilirim. O kadar çok gördüm ki insana özgü her şey benim için sürpriz olmaktan çıktı, ızdırap olmaktan bile çıktı, sıradanlaştı. Korkular içerisinde yürüdüğüm, kavga olarak nitelediğim hayat bile zamanla sıradanlaştı. Çektiğim acılar, verdiğim kavgalar içimdeki bir başka insanı doğurdu. Bu üçüncü insan artık korkmuyordu. Yaşlanmak bana çok iyi gelmişti. Artık anlatmalıydım. Anlatmasam içimde kalacak, taşıyamadığım ağır bir yük olacaktı. Anlatarak benim gibi ağır yükler taşıyan bilhassa kadınların yükünü hafifletmek istedim…""
"…Yaralı İsmail,
Doğumevinin Kedileri,
Sempatik Parti,
İşçi Çocuğu,
Halka Küpeler,
Mösyö,
Delirmiş Türk Kadını,
Düşkün Ressamın Dostu…" ve diğer öyküler… Bir solukta okuyacaksınız…. İyi okumalar diliyoruz…