Sürekli şiirlere, öykülere, türkülere, filmlere, masallara konu olan ölüm nedense yüreklerde yeterince yer edinemedi… Hayatın akışına etki etmedi…
Ahiret hedefimiz hızla hafızalarımızdan ve hayatımızdan siliniyor… Yüreklerimiz ahirete dönük sevdaları konuk edemez oldu...
Ayaklarımızın altında kayıp giden toprağa öylesine bel bağlamışız ki, bir gün bizi bağrına çekeceğini hatırlamak istemiyoruz…
Daralan ahiret ufku, körelen ölüm şuuru her türlü kirlilik ve kötülüğün önünü açıyor...
Adım adım, nefes nefes, yudum yudum ölüme yürüyoruz… Ceset ceset, tabut tabut, mezar mezar ölümü görüyoruz… Nedense görmemezlikten geliyoruz…
Bu çalışmadan amacım; yaşamanın ve hâlâ nefes alıyor olmanın kıymetini bilmek… Kalan ömrümüze salih amel adına ne yükleyebiliriz?
Görüyorsunuz her şey hızla elimizin altından kayıp gidiyor… Evet, yol yakınken, "YARIN İÇİN" elimizden ne gelir?
İşte bu asli amaca yönelik, ruhumda depreşen duygu ve düşünceleri sizlerle paylaşmak istedim…
Derdim sadece bu kitabın okunması değil, hayatımızı gözden geçirmek, daha derinlikli düşünmek, ölümle yüzleşmek, emaneti Sahibine yüz akıyla verebilmektir...