Kızılbaş inancı ile birlikte heterojen toplumsal yapısı, etnik Kırmanç kimliği ve sosyal sistemi "Kanunê Kımanciye" (Kırmanciye Kanunu) ile yönetilen Desim (ya da "sonraki adıyla" Dersim ve "şimdiki resmi adıyla" Tunceli), yüzyıllardır farklı bir toplum olagelmiştir. Bu nedenle Dêsim Osmanlı döneminden 1514'lerden, Cumhuriyetin ilk dönemine; oradan 12 Eylül'e, 1994'e ve bugünlere dek daima farklılıkları nedeniyle çıban başı olarak görüldü. Sürekli baskı ve asimilasyon politikaları ile yüz yüze kaldı.
Kitapta 1896'lardan özellikle bölge için dönüm noktası olan 1937/38'lere kadar yaşananlar tanıklıklar üzerinden ele alınmıştır. Bu tanıklıklar bölge tarihi açısından bazı önemli boşlukları doldurmaktadır. Kitaba ismini veren "Yasaklı Bölge" de 1937/38 dönemecinde tanıklıklara konu edinilen olayların geçtiği yerlerin ve resmi politikaların coğrafi boyutunu yansıtmaktadır ve 50'li yıllara kadar askeri bölge olarak kalmıştır.
Kitabın asıl özelliği bu coğrafyanın yaşadığı acılara tanıklık olmakla birlikte, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerinde yetkililerin planları, söylemleri, raporlarının yanısıra, o dönem bölgede görevli olarak yaşayanların anıları da kitapta ele alınmıştır. Böylece mağdurların ağzından aktarılanlardan sonra bir de politikaları oluşturan, operasyonları planlayan ve uygulayanların bakış açıları, anıları aktarılarak gerçekler çok taraflı olarak ortaya serilmiştir.
Farklılıklarımızı zenginliklerimiz olarak görebilmeliyiz. Birbirimizin haklarına saygılı olarak, birbirimizi olduğumuz gibi kabullenerek yaşanmış olanlardan dersler çıkarmalıyız. Farklılıklarımızı zenginlik olarak görecek bir toplumsal düzlemin inşası için tarihimizle yüzleşmek ilk adımdır. Kitap tam da bunları amaçlamaktadır.