Varlık okyanusunun zerrecikleri evrenin yıldız tozlarıyla bir olup gönle fısıldanan kelamlarla, yaprak yaprak (sayfa sayfa) yaşam deneyimleriyle açılan hakikatin ışıldayan çiçeği oldu…
Evrenin karanlık olan yüzünde hakikatin aydınlık olan yüzü belirir. Aşikâr ederler Işk'ı bir olan yüzlerinde.
Karanlık kendinden geçip kendini ışıkta yok ederken; Rahman olup var olmaktadır nur olan Rahimde.
Sırsız ayna olunmaz, karanlık olmadan nur parlamaz.
Aşkın sırlı yüzü, aşikâr etti kendini varlıklar suretinde ışıldayan her bir zerreciğiyle…
Şimdi O'nu bu zerrecikten okuyup yazma vakti.
Bilinmekliği murad eyleyene vefa vakti.
Ve nice kelamlar bir yıldız tozu misali, aklın ve kalbin ilham ile vuslatında, yaşananlarla yaşam buldu, Münire Mine çiçeğinden ışıldadı. Yazdırılanlara hayr(et)anlıkla bakan, yazarak öğretilen olduğunun keyifli, keşifli macerasının paylaşımıdır bu.
Yaşamlarımızın narıyla, nuruyla bize sunulmuş bir lütuf olduğunun, anlama gayretinde dalınan tefekkürlerin saf diliyle kaleme gelişidir bu.
Talip olan tüm yüreklere, gönle fısıldanan ilham (kitabının) hazinesinin kapağı aralanıyor, bilinmekliği murad eyleyene (eyletene) şükür, hamdü senadır bu.
Kitabın sırlı olan yüzüdür bu yüz, Ayan (ayna) olan yüzünde kendindir gördüğün.
Kendinden kendine olan yolculuğun vuslatında, sana gül yüzünün hatırlatıcısıdır.
"Ellerimden ellerine uzanan bu kitap, Aşk-ı Vuslatımızdır."
Reunite with love...