"Maddi olmayan şeyleri sözcükler yardımıyla görünür kılmak için, kişinin kendisini bütün varlıkların içine yerleştirmesi veya oralara sızması, mesela kendini çimenlerle kaplı orman yoluyla bütünleştirebilmesi söz konusu. Belirli bir noktadan sonra kendini unutursun ve artık dikenleri olan çimen veya susuzluktan çatlamış kuru topraksın. Yazma ânında; gördüğün, işittiğin, kokladığın, tattığın, hissedebildiğin her şeyi kelimelere dönüştürme imkânına sahip olmalısın. Bütün duygularını hikâyenin içinde eritebilirsin. Bu arada kendine karşı mesafeni korumalısın. Sanki kendime eşlik ediyormuşum gibi…"