İnsanoğlu bilmediği ve hala bir cevabını bulamadığı "Bu dünyaya neden geldim?" sorusunun cevabını bulmanın heyecanı ve paniği içindedir.
Bir kısmı bu cevabı aramaktan vazgeçmiş sadece varlığını sürdürme gayretine girmiştir. Ancak bu gayret içinde de anlamadığı, çözemediği onlarca olayı da ya kader ya da başka etmenlere bağlayarak kabul etmekte veya inkâr etmektedir.
Bir kısmı ise bu soruyu ara sıra hatırlayarak acaba bu durumda olmam bana bir şey mi anlatmak içindi? Veya bu duruma gelmeme sebep olan o yol ayırımında diğer yolu seçseydim daha mı doğru bir yaşam felsefem olacaktı? Şeklinde ki sorgulamalar ile kendi geliş nedeninin cevaplarını ararken, hem yaşamını refah içinde sürdürmenin hesabı, hem de son andaki pişmanlığına şimdiden mazeret yaratmanın çabası içindedirler.
Bir kısmı ise bu sorunun cevabını bulmak için çıktığı yolculuğunu devam ettirirken yaşadıklarından kendine göre cevaplar, deneyimler, edinimler çıkartarak cevaba ulaşmasa da ona yaklaşmaya çalışmaktadır. Bunu yaparken de kendi iç sesini dinlemekte ancak ona tam teslim olmadan, doğru olduğuna inandığı, aklının katmanları arasına başkaları tarafından sıkıştırılmış, verileri de baz alarak yolculuğuna devam etmektedir.
İnsan denen bu mucize varlık, kendisi olurken, başkası olurken, çocuk olurken, ümitsizliğinin, çaresizliğinin son anında, yaşam denen yolculuğunun son anına gitmeye karar verdiğinde, karşı cinsi anlamaya çalışırken, yaşamı gözlerken, nefes alırken, aşık olduğunu anladığında neler yaşar, ne mesajlar alır, bu mesajları nasıl duyar, nasıl dinler yaratıcının muhteşem senfonisini.