Gündelik yaşam sahnelerinin özel bir dili vardır. Elimizdeki bardağın düşüp kırılmasına varıncaya kadar, her yaşam sahnesi bir işarettir. Gün içerisinde semboller ve hadiseler üzerinden insana birçok mesaj ulaştırılır. Birçoğumuz bu özel yönlendirmeleri layıkıyla anlayıp değerlendiremeyiz.
Hadiselerin özel dilini çözemeyen, onların getirdiği manidar mesajları fark edemeyen insanlar için bir işaret dili eğitimine ihtiyaç vardır. Bir konuşmacıyı, dinleyen herkesin aynı seviyede anlayamaması gibi, yaşanan hadiseleri de herkesin aynı seviyede yorumlaması beklenemez. Varlık dilsiz değildir, kimine bağırarak kimine fısıldayarak da olsa herkesle konuşur. Hadiseler, akıp giden varlık nehri üzerindeki en hikmetli parıltılardır.
Evrende gayesiz tek bir nesne gösterilemediği gibi, rastlantısal hiçbir olay da yoktur. Başa gelen irili ufaklı her hadise birçok gaye ve hikmet taşır. Gündelik her hadise de, Rabbimizin bize gönderdiği özel bir iletidir; anlam, mesaj ve işaretler yüklü birer semboldür. Yaşam, yönlendirici ve haberci işaretlerle dolup taşmaktadır. Hayatın beden dilini okumayı öğrenen biri, her olaydan, her yaşam sahnesinden kendisi için can alıcı yönlendirmeler çıkarabilir.
Gündelik hadiselerin taşıdığı özel anlamları, verdiği manidar mesajları doğru okuyabilmek için Kur'an-ı Kerim ayetlerinden, Peygamberimizin (sav) hadislerinden ve sufilerin -çoğu tozlu raflarda kalmış- kişisel tecrübelerinden faydalanarak âdeta bir "kısayol haritası" çıkaran Yaşamın Gizli İşaretleri, ruhundaki yön bulma ihtiyacının farkında olanlara sunulmuş ezber bozan bir "görme ve anlama" atölyesi…