Yasaları çiğnemeye
ölülerin niyetlerini kestirmeye
başkalarının malını keyfince kullanmaya
kimsenin hakkı yoktur
Vicdan azabı, belki de, insanın kendi nefsine karşı duyduğu tiksintiden çok, başkalarının verdiği korkudan; işlediği suçun utancından çok, meydana çıkarsa, bunun, üzerine yağdıracağı lânetlerden ve göreceği cezadan gelir. Karanlıklarda saklanıp da, beklenmedik bir rastlantının veya pek düşünmeden ağızdan çıkan bir kelimenin ihanetinden korkmayacak kadar huzur içinde yaşayan bir suçlu var mıdır acaba?
İnsan, yasa adamından önce gelmez mi? İnsan soyunun aklı yasa koyucusununkinden daha kutsal değil mi? Kendimize uygar diyoruz, oysa vahşilerden daha beteriz. Düşüncelerimizin ilk kıvılcımı olan içgüdülerimizin tek başına bizi ulaştıracağı yere varmak için, galiba yüzyıllarca çılgınlıklar, yanılgılar içinde dönüp dolaşmamız gerekecek. O kadar sapıtmışız ki...