"Renkleri solmuş bir gökkuşağından siyah yağmurlar yağıyor hüzün ve keder yüklü. Yüzümdeki çocukça gülümsemenin yerini çoktan çatık kaşlı, asık suratlı yaşlanmış bir resim aldı.
Kırmayalım artık birbirimizi. Kırıldıkça kopuyor aramızdaki bağlar. Ne diyeyim, ne söyleyeyim? Artık bitsin. Çektiğim acıların üstüne bir acı daha eklenmesin. Yoruldum, tükeniyorum azar azar. O eski güler yüzlü halim hangi resimde donup kaldı?"
Beklediğim vuslatı hangi gök katına sakladınsa çıkar ortaya. Gücüm tükeniyor. Ferahlık ver, genişlet gönlümü. Kaldır aramızdan belimi çatlatan gurbet yükünü, ayrılık acısını. Hani her güçlüğün sonunda bir kolaylık vardı? Hani her yokuş bir düze çıkardı? Genişlik ver, ferahlat artık acıyan kalbimi..."
Satırları okurken hem edebiyata hem hayalden hayale ruhunuzun sürüklenmesinde doyuma ulaşacağınız satırlarla kurgulamış kitabını yazar M. Muharrem Akça.
Bizden kelimeler ve bizden olan duygular bütünüyle örülmüş satırlar arasında gezinirken kitabın kapağını kapattığınızda yüzünüzün aldığı şekli merak eder misiniz bilinmez! Lakin koca bir tebessüm ve düşünce ufkuna doğru çıkılacak bir yolculuk garantisi veriyor size elinizde tuttuğunuz kitap.