Yaz gecelerinde çarşının içinde, limanın biraz ilerisinde, denizin içine doğru uzanan yolda yürüyüş yapmak çok keyifliydi. Etrafı dalgakıranlarla çevrili bu yolun sonunda fener bulunurdu. Anderson ve arkadaşları bu dalgakıranlardan dilek balonu uçururlardı. Dilek balonları gecenin karanlığında yavaşça kaybolurdu. Balonun üzerine gerçekleşmesini istedikleri dileklerini yazıp gökyüzüne gönderirlerdi. Dileklerinin kabul olması için balonlar gökyüzünde kayboluncaya kadar bütün kalpleriyle dileklerini düşünürlerdi.