Öyle ya, beterin beteri vardı; bakkallıktan da olursa onu yine ızdırap içinde geçecek tıknefes günler bekliyordu. 'Hiç olmazsa sadece yazarak yaşamaya çalışırım' dese bile evde dört duvar arasında iyice verimsizleşeceğini, hiçbir şey yazamayacağını tahmin ediyordu. O anda yeterince yetenekli veya çalışkan olmayışına daha bir üzülmüştü. 'Acaba yine ruhsal çöküntüye mi uğruyorum' diye endişelendi.
Roman yazamaması bir yana, herhangi bir roman kahramanı kadar bile sahici olamıyordu.