Geleneksel yaklaşımlarla, okurun/öğrencinin yazın eğitimiyle ilgili olarak tam bir doygunluğa ulaştığını söylemek bugün çok zor olsa gerek. Yabancı dil eğitimi programlarında amaç, yabancı bir dili uygun metotlarla öğretmek olduğundan, harcanan zaman, enerji ve mali masrafların yanında istenen başarıyı elde edememe sorunu, konuyla ilgili olarak esaslı bir yapılanmanın gerekliliğini ortaya çıkarmıştır. Son yıllarda yazın eğitim ve buna paralel olarak yabancı dil eğitimi alanlarında, ortak noktalarda buluşabilen kimi yaklaşımların geliştirilmesi sevindiricidir. Ancak hala geleneksel tutumdan vazgeçilmemesi açmazı, yazın eğitimi ile yabancı dil eğitimi arasında birebir bir eşleştirmenin yapılmasını engellemiştir. Oysa ki, yazın eğitimi, bir bakıma yabancı dil eğitimi veya ana dil eğitimi ile iç içe geçmiş bir konumda bulunmaktadır. Yazınsal metinlerin örtüsü, dilsel birliklerden oluştuğundan dilsel çözümlemeler yazınsal çözümlemelerle paralel yürüyecektir. Çünkü yazınsal çözümleme, önce dilsel çözümleme süreçlerinden geçmektedir.