"Bir edebiyat yapıtı, kendi dönemi ve bağlamı içerisinde değerlendirildiğinde dili kullanma biçimi, savunduğu değerler ve düşüncelerle başka yapıtlarla yakınlaşarak yazınsal bir akıma kapı aralar. Çoğunlukla aynı değerler, düşünceler ve dil biçimi ile yakınlaşan ve belli bir süre aralığında konumlanan, çoğunlukla yazıldıkları dönemin koşullarından beslenen ve belli yazarlar çevresinde öbeklenen yapıtlar sonunda bir sanatsal/yazınsal akımdan söz etmeye olanak sağlarlar.
Savunduğu belli başlı ilkeler ve düşüncelerle, dilsel tutumla anılan, tanımlanabilir kurallara, estetik özelliklere göre nitelendirilebilen yazınsal bir akım ya da hareket yine bu ölçütlerle ötekilerden ayrılır. Şu ya da bu yazınsal akım içerinde yer alan yazarların biçem ve güzellik, dili kullanma biçimi, estetik ya da gerçeklik anlayışları, toplum, özgürlük vb. konulardaki ideolojik seçimleri aynı yazınsal akım içinde anılan yazarların kendi özgüllüklerine ilişkin ipuçları verirler.
Yazınsal bir akım çoğu zaman kültürel bir hareket olarak anılır; bu hareketin yansıları başka sanatsal biçimlerde de görülür… dolayısıyla bunlar yalnızca yazınsal alana özgü bir akım olmakla kalmaz ayırıcı özellikleri müzikte, resimde, sinemada, operada vd. karşılık bulur. Her yazınsal akım sanatlararası bir alışverişe kapı aralar. Bunun dışında şu ya da bu ülkeye özgü olmaktan çıkarak başka ülkelerde de varlığınıs ürdürür, biçim ve içeriğiyle yinelenir."