Kötü görünüyordu. Seneler öncesindeki o dinç, o güzel yüz çökmüş, donuk bir hâl almıştı. Yatağının karşısındaki sandalyeye oturdum. Başımı kaldırıp bir müddet seyrettim onu. Sonunda yüzünü çevirip baktı. Konuyu açmasını istemediğim halde, yedi yıl öncesine gidip yıllardır duyduğu pişmanlıktan bahsetmeye kalktı. Onu durdurdum. Mutlu bir hayatım olduğunu söyleyip şifa dileyerek ayrıldım yanından.
Yalan söylemiyordum. Aradan yedi kış geçmişti. Beni aldandığım hilelerden çekip kurtaran yedi şefkatli kış. Bu kadar uzun bir zamandan sonra hangi kuyudan çıkılmaz, hangi ateş sönmezdi?
Yedi Şefkatli Kış, bir mücadele olarak yaşamanın kendisiyle cesur bir yüzleşme. Bu mücadelede bazen küçük bir neşe kırıntısı bizi su üstünde tutar bazen silik bir görüntü. Ama bazen de güçlü bir sevgi, şifa olacak yerde her şeyin sonunu getirebilir.