Dünya; kaynakların pervasız tüketimi ve tahribatlar nedeniyle alarm vermektedir. Bu durum, egemenlerin geleceğini de tehdit etmektedir. Yeni Dünya Düzeninin inşası sürecinde; "Sürdürülebilir ekonomik kalkınma", "Çevre", "Toplumsal eşitlik" kavramları bizzat Kapitalizm tarafından da dillendirilmeye başlanmış, ancak doğası gereği süreç içinde sadece "Ekonomik büyüme" kavramına indirgenmiştir. "Sürdürülebilir ekonomik kalkınma" gerekleri özellikle azgelişmiş ülke ve bölgelere dayatılarak, bu konu bile haksız rekabetin bir unsuru haline dönüştürülmüştür. Gelecek kaygıları, egemen gücü temsil eden ülkeler arasında çatlaklar oluşmasını sağlayacak kadar ciddidir.