Çoğumuz fark etmesek de dünya, son bir iki asırda hızla değişti. Ahlak, din, tarih, siyaset, sanat anlayışımız; konuştuğumuz dil; yaşadığımız mekanlar; aile ve iş hayatımız; kılık kıyafetimiz; zevklerimiz, fikirlerimiz vs. Hiçbir şey eskisi gibi değil… Dün icin anormal olan bir şey, bugün normal kabul ediliyor ya da tam tersi. Peki, bunun sebebi nedir? Binlerce yıldır üç aşağı beş yukarı aynı kalan dünya, neden şimdi değişiyor? Bu inkılap, tekniğin ilerlemesinden kaynaklanan tabii bir seyir mi; yoksa birileri tarafından organize edilen kontrollü bir değişim mi? Eğer organize ediliyorsa, bunu yapanlar kimler ve maksatları ne? Beni bu kitabı yazmaya iten amil, bu suallere aradığım cevaplar oldu. İçinde bulunduğumuz akıntıdan çıkıp, akıntının kaynağını öğrenmeye; nereden gelip, nereye gittiğimizi anlamaya çalıştım. Hadiselere, bize mekteplerde takılan gözlüklerle değil, çıplak gözle bakmaya gayret ettim. Ve nihayet cevapları bulduğumu sanıyorum.