"İki eksik bir tam eder mi?"
Bazen öyle eksiliyoruz ki kaybettiklerimizle, günü geliyor bir yok oluşa doğru sürükleniyoruz. Tam her şey bitti derken bir el uzanıyor ve bir daha hiçbir eli tutmaya mecali kalmamış ellerimize kenetleniyor. İşte o anda kurumuş dallarımız yeniden yeşeriyor, yeniden çiçekleniyor hayatımız...
Küçük Ali ve kendinden çok küçük kardeşi Elif'in yok oluşa doğru sürüklenişleri de kimsesiz kaldıklarında başlamıştı... Yetimliğe annelerinin varlığıyla göğüs geriyorlardı da, o narin bedenleri hem yetim hem öksüz kalmanın yükünü nasıl taşıyacaktı?..
Peki, bir babanın tek evladını kaybetmesinin acısını tarif edebilir misiniz? Hem de canından çok sevdiği güzeller güzeli hayat arkadaşıyla birlikte kaybetmenin acısını?.. Şehrin en iyi matematik hocası Mehmet Sungur'un sevdikleriyle birlikte aklını yitirmesine sebep olan o acıyı!..
Nasıl kesişecekti iki kimsesiz çocukla Deli Hoca'nın yolları? Kendi yarasına merhem olamayan adam iki kardeşin yaralarını sarabilecek miydi? Yoksa onları içinden çıkamayacakları bir girdabın içine mi çekecekti?..
Bazı kitapların yaprakları sırılsıklam olur, gözyaşlarıyla...