Yarım yüzyıl önce duymaya başladığım "gelişmekte olan" Türkiye'nin vatandaşı olan ben, yarım yüzyıl sonra hala' "gelişmekte olan"Türkiye'nin vatandaşı olmayı içime sindiremiyor, kabullenemiyorum artık!
Gelişmiş, kalkınmış ülkelerin hiçbirisi yeraltı ve yerüstü kaynakları sayesinde değil, insan kaynakları sayesinde bu seviyeye gelmiştir.
İnsan inşa eden, insan yetiştiren, insanına büyük düşünmeyi öğreten, önüne büyük hedefler koyan ülkeler, yarışı önde götürenlerdir. Biz ise, Kızılelma'mız gözden kaybolalı beri özgüvenimizi de kaybetmiştik.
Günlük yaşayan, "aylık" plan yapan ve en fazla bir ömürlük düşünebilen gençlikten, kendini aşan ve nesiller ötesi hedefleri olan bir gençlik beklemek beyhudelik olur. O halde onların önüne bir yüce hedef koymak gerekir.