Tâhirü'l-Mevlevî, tarîkatte mürşidi olan Mehmed Celâ-leddin Dede'nin vefâtı üzerine, onun kendi gönlündeki yerini bildiren medhiyeleri ihtivâ eden elinizdeki eseri kaleme almıştır. Aralarındaki hukukun geldiği noktayı müellif "o ârif-i ekber, o derece tevâzu'-perver idi ki, ekser-i evkāt bu abd-i âcizle uzun uzun mükâlemeler eder ve nükât-ı hikmet-âmîziyle beni îkāza gayret eylerdi" diye dile getirir. Ancak mürşidinin vasfında,
Mürşidim, şeyhim, veliyy-i ni'met-i bî-minnetim
Kim ulüvv-i rütbetinde kilk-i aczim lâl olur
demeden edemez. Bu eserde bir mürşid olarak Celâleddin Dede ile onun hasretini çeken ve biraz da döneminin hâdiselerine hiddetle nazar eden bir mürid olarak Tâhirü'l-Mevlevî'yi bulacaksınız.