Robert Macfarlane, hem yerin hem de zihnin yüzeyinin altındaki dünyayla ilişkimizde olağanüstü bir yolculuğa çıkarıyor bizleri: "Derin zaman"ın baş döndürücü genişliğinde seyahat ederek evrenin doğuşundan insanlık sonrası bir geleceğe, Norveç deniz mağaralarının tarihöncesi sanatından Grönland'ın mavi derinliklerine doğru ilerliyor; Tunç Çağı mezar höyüklerinden Paris'in altındaki katakomp labirentine uzanıyor; ağaçların iletişim kurduğu yeraltı mantar ağlarından nükleer atıkların 100.000 yıl boyunca depolanacağı derin bir "saklama yeri"ne doğru yol alıyoruz. Bu yolculuğun sonunda yani "şimdiki zaman"da ise şu soru çınlıyor kulaklarımızda: "Bizler, gelecekteki dünyanın iyi ataları mıyız?"
Yeraltı Diyarı; yerin altında aslında bambaşka bir dünya olduğu hissini yaşatan sıcak, masalsı ve tekinsiz bir keşif anlatısı.