"İnsan yeraltında ilerledikçe kendi ruhuna doğru yaklaşır. Besmeleyle başladığı yolculukta ona yalnız iyi duyguları eşlik eder. Yeraltı kini, kibri, bencilliği kaldırmaz. Burası kardeşliğin, dayanışmanın, bölüşmenin hüküm sürdüğü bir dünyadır. Her madenci bilir ki, başına bir kaza gelse, tüm kardeşleri yerinden fırlar, onu kurtarmak için gözünü kırpmadan tehlikeye atılır. Çıkınındaki ekmeğini, matarasındaki suyunu paylaşır. Yetişemediği işlerde ona el, çıkamadığı yokuşlarda ayak olur. Yeraltında madenciye güç veren işte bu duygu, bu inanç, bu güvendir."
"Madenler özelleştirilirken bir değil, bin kez düşünülmelidir. Toprağın üstüne tohum ekersiniz; yağmur yağmaz da yeterli mahsul alamazsanız, kısmetinizi sonraki, olmadı daha sonraki yıl ararsınız. Ancak toprağın altı cömert değildir, insanoğluna yalnız bir şans tanır. Madeni verimli işletemezseniz, bir sonraki hasat için milyonlarca yıl beklemeniz gerekecek!"
"Herkes bilir ki, kapasite zorlaması, yani bir madende teknik sınırlara ve güvenlik gereklerine göre planlanmış üretim miktarlarının aşılması, hem ürün kaybının, hem kalitesiz ürünün, hem iş kazasının birincil sorumlusudur."