Yerel yönetimlerin temel yetki ve sorumlulukları anayasa ya da kanun ile belirlenir. Bu kuruluşlar kanun tarafından belirlenen sınırlar içerisinde yetki alanlarının dışında bırakılmış olmayan veya başka herhangi bir makamın görevlendirilmemiş olduğu tüm konularda faaliyette bulunmak açısından tam takdir hakkına sahip olmalıdırlar. Burada kamu sorumluluklarının genellikle ve tercihen vatandaşa en yakın olan makamlar tarafından kullanılması da esas olmalıdır. Ulusal ekonomik politika çerçevesinde yerel yönetimlere kendi yetkileri dahilinde serbestçe kullanılabilecekleri yerli mali kaynaklar sağlanmalıdır. Yerel yönetimlerin mali kaynakları anayasa ve kanunla belirlenen sorumluluklarla orantılı olmalıdır. Yerel yönetimler; mali kaynaklarının en azından bir bölümünün oranlarını kendilerinin kanunun koyduğu sınırlar dahilinde belirleyebilecekleri yerel ve vergi harçlardan sağlayabilmelidirler. Yerel yönetimlere sağlanan kaynakların dayandığı mali sistemler, görevin yürütülmesi için gereken harcamalardaki gerçek atışların mümkün olduğunca izlenebilmesi olanak tanımaya yetecek ölçüde çeşitlilik arz etmeli ve esneklik taşımalıdır. Mali bakımdan daha zayıf olan yerel yönetimlerin korunması, potansiyel mali kaynakların ve karşılanması, gerek mali yükün eşitsiz dağılımının etkilerini ortadan kaldırmaya yönelik mali eşitleme yöntemlerinin ve ya buna eş önlemlerin alınmasını gerektirir. Bu yöntemler ve önlemler yerel yönetimlerin kendi sorumluluk alanlarındaki kullanabilecekleri takdir hakkını azaltmamalıdır.