Türkiye'de kent araştırmalarına sıklıkla konu olan İstanbul'un kent merkezini değil çeperinde gelişen yeni kentsel alanlardan birine odaklanan bu kitabın amacı mekânsal gelişmeler ve yeni yerleşmeler ekseninde toplumsal yapının farklılaştığı yeni kentsel alanların sosyolojisini yapmaktır. Kentte yeni kentsel alanlar nasıl oluşmakta, değişmekte ve farklılaşmaktadır? Yeni kentsel alanlardaki değişimler nasıl bir kentselliği ve dolayısıyla toplumsallığı ortaya çıkarmaktadır? Yeni kentsel alanlar 21. yüzyılda İstanbul'un gelişiminde ve Türkiye'nin kentleşme sürecinde yeni bir evreye işaret etmekte ve bu yeni kentsel alanlar farklı bir mekânsal ve toplumsal gelişmeyi ve değişimi doğurmaktadır. Artık yeni bir kentsel genişleme ve yayılma pratiği bulunmaktadır ve bu durum yeni bir kentselliği ve toplumsallığı içinde barındırmaktadır. Beylikdüzü örneğinden hareketle yeni kentsel alanlardaki yerleşimin sosyolojisini yapmayı hedefleyen bu kitap yeni kentsel alanlara yeni bir isim koymak yerine nasıl bir kentsellik olduğunu anlamaya çalışmaktadır.