Bir sosyolog olarak hep sunu merak etmisimdir: Nasil olup da dünyaya dezavantajli bir statüde gelen bir çocuk tarihin en önemli kisilerinden biri olup çikmistir? Eger küçük Muhammed, Mekke sokaklarindaki insanlara "Bir gün gelecek tüm dünya beni taniyacak ve milyonlarca insan benim teblig ettigim dinin ilzeyicileri olacaktir!" deseydi, ona kim inanirdi? Isin tuhaf tarafi, bir gün gelip peygamber oldugunda ve kendini bu unvanla tanittiginda Mekkeliler ona hiç mi hiç inanmadilar! Etrafindaki en yakin akrabalari basta olmak üzere Mekke'nin ileri gelenleri onunla alay ettiler, onu küçümsediler ve ilerleyen süreç içinde acimasiz bir biçimde ona saldirdilar ve onu yalniz birakmaya çalistilar.
Fakat simdi geriye dönüp baktigimizda pek çok insan Mekke'nin kodamalarindan olan Ebu Cehil'i lanetle anarken, Hz. Muhammed'i saygiyla ve rahmetle yad etmektedir. Sadece onun izleyicisi olanlar degil, onun peygamberligini kabul etmeyenler de ona saygi duymakta ve onun hakkini iade etmektedirler. Hz. Muhammed'in içinde bulundugu imkansizliklar ile ulastigi nokta dikkate alindiginda mucize olarak adlandirilabilecek bir basari elde ettigni söyleyebiliriz. Peki bunu nasil basarmistir?
Iste, bu kitap bir yetim çocugun tüm imkansizlara ragmen önlenemeyen yükselis hikayesini anlatmaktadir. Bu açidan diger siyer ve biyografi kitaplardan farklidir. Bu çalismanin kendine özgü bir sorusu ve yöntemi bulunmaktadir. Çogu siyer kitabinda bulunan malzeme ve Kur'an'da Hz. Muhammed'in hayatina iliskin olarak verilen bilgiler, kitapta belirli bir soru dogrultusunda yeniden ele alindi ve sonuçta bu kitap ortaya çikti.