Patrik Svensson yılanbalığı tutmayı küçük yaşta babasından öğrenmişti. Baba oğul saatler bazen günlerce, birlikte ama sessizlik içinde, bilinen en gizemli yaratığın peşine düştüler.
Doğabilimlerinde anıldığı şekliyle "yılanbalığı sorusu", Aristoteles'ten Freud'a pek çok parlak zihnin çözmeyi deneyip başarısız olduğu, yaşama dair en büyük muammalardan biri. Bugüne dek hiç kimse yılanbalıklarını çiftleşirken görmedi ve hiç kimse onların neden sadece Sargasso Denizi'nde doğduklarını ve okyanuslar aşıp binlerce kilometre yaptıktan sonra neden ölmek için yine aynı denize döndüklerini öğrenemedi.
Peki yılanbalığının bu döngüsel yolculuğu insanın anlam arayışı hakkında ne söyleyebilir? Ne kadarını bilmek mümkün: bir yılanbalığı veya bir insan hakkında?
Svensson yıllar sonra babasıyla anılarının izini sürmeye karar verdiğinde, aralarındaki en kuvvetli bağın peşinden gitmesi gerektiğini anlıyor. Gizem dolu yılanbalığını incelerken bir taraftan da çocukluğuna dönüyor. Bu dolambaçlı yolda yılanbalığı sorusu hayatın ta kendisine dönüşüyor: Nereden geldim? Nereye gidiyorum? Bütün bu yolculuğun anlamı ne?
İsveç'te prestijli August Ödülü'nün kazandıktan sonra uluslararası bir yayıncılık hadisesine dönüşüp otuz dört dile çevrilen Yılanbalığının Yolu, sırlarla dolu bir hayvanın ve arayışla geçen bir yaşamın birbirlerine dolanarak oluşturdukları çarpıcı, büyüleyici bir masal.