Mutlu, sımsıcak ve doğanın kalbinde başlayan özgür bir çocukluğun bir anda değişmesinin ardından başlayan hayat şartları, Şirin'i hiç bilmediği diyarlara savuracaktır. Şirin, annesi ve kardeşleriyle ihtişamlı yaşamlarını geride bırakıp hayatın katılaştırdığı annesinin zoruyla yaptığı kötü bir evliliğin ardından yakın bir arkadaşının desteği ile Almanya'ya gitmeye karar verir.
Bu zorunlu göç başta zorluklarla dolu olsa da azim, tutku ve hırsla hayata sımsıkı tutunan Şirin düşlerindeki yaşamı kendi elleriyle ilmek ilmek dokurken bir yandan da hayatta kalmanın aslında nasıl bir serüven olacağını deneyimler. Bu serüven Şirin'i, küçük bir kız çocuğundan yetişkinlerin bile üstesinden gelmekte zorlanacağı gerçekler sayesinde güçlü ve hiçbir zorlukta pes etmeyen birine dönüştürür.