Bir zamanlar büyük kadim Hint Alt Kıtası'nın stratejik bir parçası olan Arakan, son yıllarda insanlık dışı tehcir ve katliam manzaralarıyla gündemde. 25 Ağustos 2017 tarihinde Myanmar devleti ve bağlı Budist çetelerin soykırıma varan saldırıları sonucunda dünyanın dikkatini celbeden Arakan/Rohingya Müslümanlarının dünü ve bugünü bağlamında çok hazin bir öyküsü bulunmakta. Son olaylarla birlikte uluslararası boyuta taşınan Arakan meselesinin Hint Alt Kıtası'nın dağılmasından, Pakistan-Bangladeş bölünmesine kadar uzanan köklü bir arka planı da var.
Ülkede İngiliz emperyalizminin sallantıya girdiği soğuk savaş döneminden itibaren oluşmaya başlayan Arakan soru-nu, çağdaş Burma/Myanmar devletinin 1948-1962 yıllarına yayılan kuruluş ve gelişimi sürecinde derinleşmeye başladı ve 1962 yılında General Ne Win'in tesis ettiği Sosyalist cunta rejimiyle birlikte ise büyük bir dram halini aldı. 1942 yılında başlayan baskı ve katliamlar 1982 yılında çıkarılan Yeni Vatandaşlık Kanununa müteakip tam bir temizlik harekâtına dönüştü. Bahse konu kanundan sonra Arakan'ın yerli halkı Müslüman Rohingyalar kendi öz yurtlarında yabancı pozisyonuna düşürülerek o gün bugündür en temel insan haklarından bile yoksun bırakıldı. Baskı ve katliamlar sonucunda tek nefes borusu niteliğinde olan Bangladeş'e doğru yaşanan yoğun göç son 25 Ağustos 2017 olaylarıyla birlikte öyle bir boyuta vardı ki; Arakan'da yerleşik 2 milyonu aşkın Müslüman Rohingya nüfusu 200 binlerin gerisine düştü. Böylece Myanmar/Burma devleti ve bağlı Budist çetelerin yarım asrı aşkın süredir izlediği Arakan'ı Müslümanlardan arındırma ve Budistleştirme projesinde neredeyse sona gelindi.
Rohinya Müslümanlarının ülkelerinde tekrar bir geleceği olacak mı? Bu kitapta söz konusu can alıcı soru meselenin bu köklü arka planıyla birlikte işlenmeye, Arakan ve Rohingyalarla ilgili kapsamlı bilgiler sunulmaya ve fotoğrafın tamamı çekilmeye çalışılıyor.